Türkiye'de bu yılki buğday rekoltesi beklentileri açıklandı. Ulusal Hububat Konseyi'nin (UHK) 2025 Hasat Öncesi Hububat Kongresi'nde yapılan değerlendirmelere göre, buğday rekoltesinde düşüş bekleniyor. Kongre, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti.
Buğday Üretiminde Son Durum
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın da katıldığı kongrede, buğday üretimindeki son gelişmeler ele alındı. Sonuç bildirgesine göre, buğday ekim alanları son üç yılda 6,8 milyon hektardan 7,6 milyon hektara yükseldi. Ancak, makarnalık buğday ekilişinde azalma, ekmeklik buğdayda ise artış yaşanacağı tahmin ediliyor.
Rekoltede Beklentiler Ne Yönde?
Bu yılki buğday üretiminde iklim koşullarının etkisi büyük oldu. Kurak bir sonbahar ve kışın ardından, Mart ayında son 65 yılın en kurak dönemi yaşandı. Nisan ayının ilk yarısında ise beklenenin üzerinde yağışlar görüldü. Özellikle 10-12 Nisan tarihlerinde yaşanan düşük sıcaklıklar, bazı bölgelerde buğdaylara zarar verdi. Tüm bu etkenler sonucunda, buğday rekoltesinin uzun yıllar ortalamasının altında, 18 milyon 650 bin ton civarında olması bekleniyor.
Dünya Buğday Piyasasında Neler Oluyor?
Dünya genelinde buğday üretiminin 800 milyon tonu aşması bekleniyor. Rusya'da olumsuz hava koşulları nedeniyle üretimde azalma yaşanırken, Ukrayna'da ise artış bekleniyor. Karadeniz'de buğday, arpa ve mısır fiyatları yükselişe geçti. Buğdayın ton başına 255-260 dolar, arpa ve mısırın ise ton başına 235-240 dolardan alıcı bulduğu belirtildi.
Türkiye'nin Un İhracatındaki Durum
Türkiye, son 10 yılda un ihracatında ilk sırada yer alıyor ve 195 ülkeye ihracat yapıyor. Ancak, 2023'te 32,3 milyon ton olan işleme kapasitesi, 2024'te 28,4 milyon tona geriledi. Bu düşüşün 2025'te de devam etmesi bekleniyor. Un ihracatında 2023'te 3,6 milyon ton ile rekor kırılırken, bu değer 2024'te 3 milyon ton sınırına geriledi.
Bu yılki buğday rekoltesindeki düşüş beklentisi, Türkiye'nin tarım politikaları ve gıda güvenliği açısından önemli bir gösterge olarak değerlendirilebilir. Üreticilerin desteklenmesi, kuraklığa dayanıklı tohumların geliştirilmesi ve su kaynaklarının verimli kullanılması gibi önlemlerin alınması, gelecekte bu tür sorunların önüne geçmek için büyük önem taşıyor. Bu durum, aynı zamanda un ihracatında da daralmaya yol açabileceği için, alternatif pazarların araştırılması ve ihracat stratejilerinin güncellenmesi gerekebilir.
