Türkiye ekonomisi 2025 yılının üçüncü çeyreğinde %3,7 büyüdü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla verilerine göre, GSYH bir önceki yılın aynı çeyreğine göre artış gösterdi. Bu büyüme, özellikle inşaat sektörü ve diğer bazı önemli sektörlerdeki gelişmelerle desteklendi. İşte detaylar...

Sektörlerdeki Büyüme ve Daralmalar

2025 yılı üçüncü çeyreğinde GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde dikkat çekici farklılıklar göze çarpıyor. Bazı sektörler önemli ölçüde büyürken, tarım sektöründe belirgin bir daralma yaşandı.

• İnşaat Sektörü: %13,9 büyüme ile dikkat çekiyor.
• Finans ve Sigorta Faaliyetleri: %10,8 artış gösterdi.
• Bilgi ve İletişim Faaliyetleri: %10,1 büyüdü.
• Tarım Sektörü: Ne yazık ki %12,7 oranında azaldı.

Diğer sektörlerdeki büyüme oranları ise şu şekilde sıralanıyor: Ürünler üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar %9,6, diğer hizmet faaliyetleri %7,1, sanayi sektörü %6,5, ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri %6,3, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %4,4, gayrimenkul faaliyetleri %4,2, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %2,1 arttı.

GSYH Değerleri ve Harcamalar

2025 yılının üçüncü çeyreğinde GSYH, cari fiyatlarla 17 trilyon 424 milyar 718 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu değer, ABD doları bazında 432 milyar 880 milyon olarak hesaplandı. Hanehalkı nihai tüketim harcamaları %4,8 artarken, devletin nihai tüketim harcamaları %0,8 ve gayrisafi sabit sermaye oluşumu %11,7 arttı.

Mal ve hizmet ihracatı %0,7 azalırken, ithalat ise %4,3 arttı. Bu durum, dış ticaret dengesinde bazı değişikliklerin yaşandığını gösteriyor. İşgücü ödemeleri %41,1 artarken, net işletme artığı/karma gelir %43,5 arttı. İşgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı %35,0 olarak kaldı.

Ekonomideki bu büyüme, inşaat sektöründeki canlılık ve bazı hizmet sektörlerindeki artışlarla desteklenirken, tarım sektöründeki daralma dikkat çekiyor. Hanehalkı tüketimindeki artış ve sabit sermaye oluşumundaki yükseliş, iç talebin ekonomiye katkısını gösteriyor. İhracattaki azalma ve ithalattaki artış ise dış ticaret dengesi açısından takip edilmesi gereken bir gelişme olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemde, bu verilerin ışığında alınacak ekonomik kararlar, Türkiye ekonomisinin genel performansı üzerinde belirleyici olacaktır.