Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Ataman Yıldırım, infertilite yani halk arasında bilinen adıyla kısırlık hakkında önemli açıklamalarda bulundu. İnfertilitenin sadece kadınlara özgü bir sorun olmadığına dikkat çeken Yıldırım, erkek faktörünün de önemli bir rol oynadığını vurguladı. Düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen bir yıl içinde gebelik oluşmaması durumunun infertilite olarak tanımlandığını belirten Yıldırım, vakaların yaklaşık %40'ında erkek kaynaklı sorunların etkili olduğunu söyledi.
İnfertilite Sadece Kadınların Sorunu mu?
Op. Dr. Zeynep Ataman Yıldırım, toplumdaki yaygın inanışın aksine infertilitenin yalnızca kadın kaynaklı olmadığını belirtiyor. Yıldırım'ın açıklamalarına göre, infertilite vakalarının yaklaşık %40'ı erkek faktöründen kaynaklanıyor. Bu durum, sperm sayısı, hareketliliği ve yapısı gibi parametrelerdeki sorunlardan kaynaklanabiliyor ve basit bir semen analizi ile tespit edilebiliyor.
"İnfertilite vakalarının yüzde 40’ı erkektir" diyen Op. Dr. Yıldırım, bu oranın sanıldığından çok daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle, infertilite şüphesi olan çiftlerin her ikisinin de doktora başvurması ve gerekli tetkiklerin yapılması büyük önem taşıyor.
Kadın Yaşı ve Yumurtalık Rezervi
Kadın yaşı, doğurganlık üzerinde önemli bir etkiye sahip. Op. Dr. Yıldırım, kadın yaşının 35'in üzerinde olması durumunda, 6 ay korunmasız ilişkiye rağmen gebelik oluşmaması halinde infertilite açısından değerlendirme yapılması gerektiğini vurguluyor. Çünkü kadın yaşı ilerledikçe yumurtalık rezervi azalmakta ve yumurtaların kalitesi düşmektedir.
Yıldırım, "Kadın yaşı 35’in üzerindeyse, 6 ay korunmasız ilişkiye rağmen gebelik oluşmaması infertilite açısından değerlendirilmelidir. Çünkü kadın yaşı ilerledikçe yumurtalık rezervi azalmakta, yumurtaların kalitesi düşmektedir" diyor. Bu nedenle, özellikle 35 yaş üstü kadınların zaman kaybetmeden bir uzmana başvurması gerekiyor.
Ne Zaman Doktora Başvurmalı?
Op. Dr. Yıldırım, aşağıdaki durumlardan herhangi birinin varlığı halinde, bir yıl beklenmeden kadın doğum veya infertilite uzmanına başvurulması gerektiğini belirtiyor:
- Kadın yaşının 35'in üzerinde olması
- Düzensiz veya hiç olmayan adet döngüleri
- Bilinen polikistik over sendromu (PCOS), endometriozis veya tüplerle ilgili sorunlar
- Geçirilmiş pelvik enfeksiyonlar veya ameliyatlar
- Erkekte bilinen varikosel, testis travması, sperm sayısı düşüklüğü
- Daha önce yaşanmış tekrarlayan düşükler
- Ailede erken menopoz öyküsü
Bu durumların varlığı, infertilite riskini artırabileceği için erken teşhis ve tedavi büyük önem taşıyor.
Günümüzde infertilite tedavisinde birçok etkili yöntem mevcut. Adetin belirli günlerinde yapılan hormon testleri, ultrasonografik değerlendirmeler, rahim filmi (HSG) ve sperm analizi gibi basit tetkiklerle problemin kaynağı büyük oranda saptanabiliyor. Tedavi süreci, yumurtlama takibi, aşılama (IUI) ve tüp bebek (IVF) gibi basamaklarla kişiye özel olarak planlanıyor. İnfertilite konusunda gecikmeden uzman görüşü almak hem zaman kazandırır hem de başarı şansını artırır. Bu, aynı zamanda çiftlerin yaşadığı psikolojik yükün hafiflemesini sağlar. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, başarı oranları da o kadar yüksek olur.