Sağlık Bakanlığı, sınav döneminde öğrencilerin yaşadığı kaygının doğal olduğunu ancak kontrol altına alınmasının önemini vurguladı. Sınav kaygısıyla başa çıkma yöntemleri ve destekleyici bir çevrenin önemi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Sınav Kaygısı Nedir ve Neden Olur?

Sınav kaygısı, öğrencilerin sınav öncesinde, sırasında veya sonrasında yaşadığı yoğun endişe ve gerginlik halidir. Bu kaygı, sadece bilgi eksikliğinden değil, sınavın anlamı, beklentiler ve kişinin kendisiyle ilgili düşüncelerinden de kaynaklanabilir. Kontrol edilebilir düzeyde dikkat ve motivasyonu artırabilen kaygı, kontrol edilemediğinde fiziksel ve ruhsal problemlere yol açabilir.

• Mide bulantısı
• Kalp çarpıntısı
• Nefes darlığı
• Dikkati dağılma
• Özgüven azalması

Bu belirtiler, öğrencinin performansında düşüşlere neden olabilir. Özellikle sınavın sonucu üzerinde fazla yoğunlaşmak, felaket senaryoları kurmak veya kendi yetersizliğine inanmak kaygıyı artıran etmenlerdir.

Kaygı Yönetimi İçin Öneriler

Sağlık Bakanlığı, sınav kaygısının yönetilmesi için çeşitli yöntemler öneriyor. İşte o yöntemlerden bazıları:

• Derin Nefes Alma ve Gevşeme Egzersizleri: Sakinleşmek ve stresi azaltmak için etkili yöntemlerdir.
• İçsel Telkinler: Kendine olumlu mesajlar vermek, özgüveni artırır. Örneğin, "Bu sınavın üstesinden gelebilirim" gibi.
• Dikkat Odağını Soruya Yöneltme: Kaygıyı azaltmak için odak noktasını sınav sorularına çevirmek önemlidir.

Ayrıca, düzenli uyku, dengeli beslenme, yeterli su tüketimi ve ekran süresinin sınırlandırılması gibi temel yaşam alışkanlıklarının korunması da önemlidir. Çalışmanın plansız ve kontrolsüz şekilde değil, hedeflere bölünerek yapılması, öğrencinin sınav sürecine hakimiyetini artırırken, kaygı düzeyini de azaltır.

Öğretmen ve Ailelerin Rolü

Sınav sürecinde öğretmen ve ailelerin tutumu, öğrencinin psikolojik dayanıklılığı üzerinde belirleyici bir rol oynar. Anlayışlı, güven veren ve yargılamayan bir yaklaşım, öğrencinin kendine olan inancını pekiştirir. Destekleyici bir çevre, öğrencinin sadece başarıya değil, sağlıklı bir sınav sürecine de odaklanmasını sağlar.

Bakanlık açıklamasında, sınavın öğrencilerin kişiliklerini ya da yaşam değerlerini belirleyen bir unsur olmadığının, sadece mevcut bilgilerinin değerlendirildiği bir araç olduğunun sık sık hatırlatılması gerektiği vurgulanıyor. Bu dönemde ruh sağlığını koruyan yaklaşımlar, öğrencilerin sadece sınavı değil, yaşamı da sağlıklı biçimde yönetmesini mümkün kılar.

Sınav kaygısı, her öğrencinin yaşadığı bir süreç olabilir. Ancak, doğru yöntemlerle yönetildiğinde başarıyı gölgede bırakmasına izin verilmez. Unutmayın, sağlıklı bir zihin ve duygusal denge, akademik başarı kadar önemlidir.