Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan menajer Ayşe Barım, 7 Temmuz'da hakim karşısına çıkacak. Hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi ve Barım, "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla yargılanacak. Bu dava, hem Gezi Parkı eylemleriyle ilgili soruşturmaların devam ettiğini gösteriyor, hem de sanat dünyasında yankı uyandırıyor.
Ayşe Barım'a Yöneltilen Suçlamalar Neler?
Ayşe Barım hakkında hazırlanan iddianamede, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçu işlediği iddia ediliyor. Savcılık, Barım'ın 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep ediyor. İddianamede, Barım'ın sahibi olduğu ID şirketine ait sanatçıların #occupygezi hashtag çalışmasına dahil olarak sosyal medya üzerinden paylaşımlar yaptığı ve sanatçıların 2021 yılı yazında çıkan yangınların ardından HelpTurkey hashtagi ile yapılan paylaşımları delil olarak gösteriliyor. Ayrıca, Barım'ın Çiğdem Mater ve Mehmet Ali Alabora ile görüşmeleri de delil olarak sayılıyor.
Davanın Sanat Dünyasına Etkileri
Ayşe Barım'ın tutuklanması ve yargılanması, sanat dünyasında büyük bir şaşkınlık ve endişe yarattı. Birçok ünlü oyuncunun menajerliğini yapan Barım'ın davası, sanatçıların ifade özgürlüğü ve sosyal sorumluluk konularında daha dikkatli olmalarına neden olabilir. Soruşturma kapsamında Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci, Nejat İşler, Rıza Kocaoğlu ve Nehir Erdoğan gibi ünlü isimlerin "tanık" sıfatıyla ifadesi alındı. Bu durum, sanatçıların Gezi Parkı eylemleriyle ilgili görüşlerinin ve paylaşımlarının mercek altına alındığını gösteriyor.
- Sanatçıların sosyal medya paylaşımları mercek altında.
- İfade özgürlüğü tartışmaları yeniden alevlendi.
- Sanat dünyasında tedirginlik hakim.
Davanın Olası Sonuçları ve Etkileri
Ayşe Barım'ın davasının sonucu, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve Gezi Parkı eylemleriyle ilgili soruşturmaların geleceği açısından önemli bir gösterge olacak. Barım'ın mahkum olması durumunda, sanatçıların ve diğer vatandaşların sosyal ve politik konularda görüşlerini ifade etme özgürlüğü daha da kısıtlanabilir. Beraat etmesi durumunda ise, Gezi Parkı eylemlerine katılan veya destek veren kişilere yönelik baskıların azalabileceği umudu doğabilir. Ancak her halükarda, bu dava Türkiye'deki hukuk sistemi ve ifade özgürlüğü konusunda önemli bir dönüm noktası olacaktır.
