Belediyelerde Kadın Hizmetleri Alarm Veriyor! Devlet Desteği Neden Çekildi?
Gündem

Belediyelerde Kadın Hizmetleri Alarm Veriyor! Devlet Desteği Neden Çekildi?


24 November 20255 dk okuma24 görüntülenmeSon güncelleme: 07 December 2025

Kadın Koalisyonu'nun yaptığı araştırmalar, yerel yönetimlerin kadınlara yönelik hizmetlerinde 2019 yılından sonra ciddi bir gerileme olduğunu ortaya koydu. Özellikle devlet desteğinin çekilmesiyle birlikte sığınma evleri, danışma merkezleri ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe gibi konularda önemli eksiklikler yaşanıyor. Peki, bu durumun nedenleri neler ve kadınlar için ne gibi sonuçlar doğuruyor?

Belediyelerin Kadınlara Yönelik Hizmetlerinde Kriz

Kadın Koalisyonu üyesi ve İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Canan Aydemir Özkara, belediyelerin kadınlara yönelik hizmetlerini uzun yıllardır izlediklerini belirterek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özellikle 12 yaşından büyük erkek çocukların sığınaklara kabul edilmemesi nedeniyle kadınların şiddet ortamında kalmaya zorlandığını vurguladı. Bu durum, kadınların korunması ve desteklenmesi konusunda ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Özkara, izleme çalışmalarına 2012 yılında Kadın Dostu Kentler Projesi sırasında başladıklarını ve o dönemden bu yana kapsamın sürekli genişlediğini ifade ediyor. Ancak merkezi hükümetin toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki yaklaşımının değişmesi ve devlet kurumlarının izleme projelerinden çekilmesi, hizmetlerin bütüncül bir şekilde izlenmesini zorlaştırıyor.

Belediyelerin kadın sığınakları konusunda yasal yükümlülüklerini büyük ölçüde yerine getirmediğini belirten Özkara, bu konuda herhangi bir yaptırım uygulanmamasının belediyelerin sorumluluklarını görmezden gelmesine neden olduğunu söylüyor. Ayrıca, artan şiddet vakaları ve derinleşen yoksulluğa rağmen ihtisaslaşmış sığınakların sayısının yetersiz olması da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçe Neden Yok?

Kadın Koalisyonu'nun 30 büyükşehir belediyesinin stratejik planlarını incelediğini belirten Özkara, belediyelerin kadın, çocuk veya dezavantajlı gruplara yönelik hizmetlerini bütçe içinde ayrı bir başlık halinde göstermediğini ifade ediyor. Bu durum, hizmetlerin etki analizlerinin yapılmasını ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe hazırlanmasını engelliyor.

Özkara, yerel yönetimlerle yapılan görüşmelerde kimi zaman direnç, kimi zaman ise güçlü işbirliği eğilimlerinin görüldüğünü anlatıyor. Toplumsal cinsiyet bakış açısı olmayan yöneticilerin veri paylaşmaktan kaçındığını ve yapılmayan hizmetleri yapılmış gibi göstermeye çalışabildiğini belirtiyor. Ancak toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda desteklenen belediyelerle işbirliği yollarının hızla açılabildiğini ve hizmetlerin görünürlüğü arttıkça yöneticilerin daha fazla motive olduğunu söylüyor.

Çözüm Ne? Kadınlar İçin Umut Var mı?

Kadın Koalisyonu'nun izleme faaliyetlerinin kamu politikalarına somut etkiler yarattığını belirten Özkara, kadına yönelik şiddet il koordinasyon kurulunda eylem planında gösterge bulunmadığını ifade ettiklerinde, vali yardımcısının müdürlüklerden faaliyetleri yeniden düzenlemelerini istediğini söylüyor. Ayrıca pandemi döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sivil toplum, sendikalar ve ŞÖNİM'in de içinde olduğu bir Şiddet Kurulu oluşturduğunu ve bu kurulun yönlendirmesiyle valiliğin tüm kurumlara kadınların barınma ihtiyacı için çözüm üretmeleri talimatını gönderdiğini ifade ediyor.

Sonuç olarak, yerel yönetimlerin kadınlara yönelik hizmetlerindeki eksikliklerin giderilmesi ve devlet desteğinin yeniden sağlanması büyük önem taşıyor. Kadın sığınma evlerinin sayısının arttırılması, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe hazırlanması ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapılması, kadınların korunması ve desteklenmesi için atılması gereken adımların başında geliyor. Unutulmamalıdır ki, kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir ve bu sorunla mücadele etmek tüm toplumun sorumluluğundadır.