BirGün yazarı Yaşar Aydın, Türkiye'deki sağ siyasetin İsrail ve PKK karşıtlığı üzerinden toplumsal destek sağladığını belirterek dikkat çekici bir soru ortaya attı: "Eyy İsrail, Eyy Öcalan devri sona erdiyse sağ ne yapacak; yerine ne koyacak?" Bu soru, özellikle son dönemde değişen siyasi iklimde sağ partilerin yeni stratejileri üzerine önemli bir tartışma başlatıyor.

Sağ Siyasetin Dönüşümü ve Yeni Arayışlar

Türkiye'de sağ siyasetin önemli bir bölümü, geçmişte İsrail karşıtlığı ve PKK ile mücadele söylemleri üzerinden geniş kitlelere ulaşmayı başardı. Özellikle AKP ve MHP, bu iki konu üzerinden milliyetçi ve muhafazakar seçmenlerin desteğini arkasına aldı. Ancak son dönemde hem İsrail ile ilişkilerde yaşanan normalleşme çabaları hem de PKK ile mücadelede farklı yöntemlerin denenmesi, bu partilerin söylemlerinde bir değişime neden oldu. Yaşar Aydın, bu değişimin sağ siyaset için bir dönüm noktası olabileceğini ve yeni arayışlara yol açabileceğini vurguluyor.

Peki, sağ siyaset bu durumda ne yapacak? İşte bu soru, önümüzdeki dönemde Türkiye siyasetinin en önemli tartışma konularından biri olacak gibi görünüyor. Sağ partilerin, yeni toplumsal sorunlara ve beklentilere cevap verebilmek için farklı stratejiler geliştirmesi bekleniyor. Bu stratejiler, ekonomik sorunlara çözüm önerileri, kültürel değerlerin korunması, güvenlik politikaları gibi farklı alanlarda olabilir. Ancak hangi strateji izlenirse izlensin, sağ siyasetin yeni dönemde toplumsal desteğini koruyabilmesi için değişen koşullara uyum sağlaması ve yeni söylemler geliştirmesi gerekecek.

Alternatif Stratejiler ve Beklentiler

Sağ siyasetin önünde birçok farklı yol bulunuyor. Bu yollardan bazıları şunlar:

• Ekonomik milliyetçilik: Yerli üretimi destekleyen, dışa bağımlılığı azaltan ve milli çıkarları ön planda tutan bir ekonomik model benimsenebilir.
• Kültürel muhafazakarlık: Aile değerlerine, milli geleneklere ve dini inançlara vurgu yaparak, toplumsal değerlerin korunması ön plana çıkarılabilir.
• Güvenlik odaklı politikalar: Sınır güvenliğinin sağlanması, terörle mücadele ve suç oranlarının azaltılması gibi konulara odaklanılabilir.
• Yeni nesil sağcılık: Çevre sorunları, hayvan hakları, dijitalleşme gibi yeni konulara duyarlılık göstererek, gençlerin ilgisini çekmeye çalışılabilir.

Bu stratejilerden hangisinin veya hangilerinin benimseneceği, sağ partilerin kendi ideolojik duruşlarına, toplumsal beklentilere ve siyasi konjonktüre bağlı olarak değişebilir. Ancak önemli olan, sağ siyasetin değişen dünyaya ayak uydurabilmesi ve yeni nesillerin beklentilerine cevap verebilmesidir.

Sonuç olarak, "Eyy İsrail, Eyy Öcalan devri sona erdiyse sağ ne yapacak?" sorusu, Türkiye'deki sağ siyasetin önündeki en önemli meydan okumalardan birini ifade ediyor. Sağ partilerin, yeni stratejiler geliştirerek toplumsal desteklerini koruyabilmeleri ve Türkiye'nin geleceğinde söz sahibi olabilmeleri için bu soruya tatmin edici cevaplar bulmaları gerekiyor. Aksi takdirde, siyasi arenada etkilerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Bu durum, Türkiye siyasetinde yeni dengelerin oluşmasına ve farklı siyasi aktörlerin ön plana çıkmasına neden olabilir.