10 Mayıs 2025 Cumartesi

İstanbul Ansiklopedisi: Taşradan Kaçış Mı, Kurtuluş Mu?

Netflix'in yeni dizisi İstanbul Ansiklopedisi, yayınlandığı günden beri en çok izlenenler arasında yer alıyor ve tartışma konusu olmaya devam ediyor. Daha önce değindiğimiz bu dizi hakkında söylenecek çok şey var. Bu yazı, diziyi henüz izlememiş olanlar için ön bilgi niteliği taşıyacaktır.

Taşra ve Kimlik Arayışı

Selman Nacar'ın yazıp yönettiği dizi, Anadolu'ya 'taşra' gözüyle bakan ve kendini tamamlayamayan karakterlerin hikayesini anlatıyor. Dizi, taşrayı bu karakterlerin mutsuzluğunun sorumlusu olarak gösteriyor. Nesrin, yıllar önce taşradan 'kaçmış' ve kendini gerçekleştirmiş ancak yine de mutlu olamamış bir karakter. Annesinin eski dostu Nesrin'in yanına İstanbul'da okumaya gelen Zehra ise, yeni kuşak taşra-kent çatışmasının odağındaki isim. Bu çatışmanın temelinde ise dini kabuller ve farklı yaşam tarzları yatıyor.

Zehra'nın Açmazları ve Dönüşümü

Zehra'nın İstanbul'a gelir gelmez başını açması ve daha okuldaki ilk gününde seküler arkadaşlarıyla bara gidip alkol alması (önce çekinse de sonra içiyor), savruluşunun (diziye göre kurtuluşunun) yolunu açıyor. Namaz kılmaya devam etmesine rağmen bunu kimseye belli etmiyor. Özellikle 80'ler ve 90'larda bu türden olaylar çok yaşandı. Ancak bu konunun bu kadar şablonlarla anlatılması, dizinin zayıf noktalarından biri olmuş. Çünkü dizideki hikaye günümüzde geçiyor.

İstanbul Ansiklopedisi, ülkemizin son dönemdeki toplumsal ayrışmalarının yansımalarını kullanması açısından dikkat çekici. Dizi, "Birbirimizi anlamalıyız" mesajını veriyor ve birlikte yaşayabileceğimizi vurguluyor. Ancak dizideki dindar karakterlerin genellikle kendini tamamlayamamış olması ve tutundukları değerlerin (genelde dinleri ve buna bağlı kültürleri) çürümeye mahkum kalması, dizinin bakış açısındaki sorunları ortaya koyuyor. Çünkü dizideki seküler karakterlerin sorunları her ne olursa olsun çözülebiliyor. Oysa dindar karakterlerin kurtulma ihtimali yok gibi görünüyor. Çünkü taşrada herhangi bir şeyin çözümü yok. Taşra, adeta bir mahkumiyet ve mahcubiyet alanı olarak resmediliyor.

Taşra İle Derdimiz Nedir?

Dizide art niyetli bir yaklaşım olmadığını belirtmek gerekiyor. Diziyi yapanların dindar çevrelere yabancı olmadığını da biliyoruz. Ancak neden başörtülü karakterlerin hepsi sıkıntılı ve çaresiz gibi gösteriliyor? Seküler karakterler kendi çözümlerini ararken, dindarlar özellikle taşrada olanlar, çaresizlik içinde bırakılıyor. Çok önceleri yaptıkları tercihlerden dolayı hayatlarını zindana çevirmiş gibiler. Taşra ile derdi olanların ya da bunu bağımsız sinemanın gereği gibi görenlerin olduğu sinema sektörümüzde, Selman Nacar'dan daha farklı bir yaklaşım beklenirdi. Belki de dizinin ikinci sezonu yapılacak ve bambaşka bir manzara sunulacak. Şimdilik elimizdeki verilere göre hareket ediyoruz. Umuyoruz ki dizi, Kızıl Goncalar gibi kafa karıştırıcı bir izlek sunmaz.

  • Taşra karakterleri neden hep mutsuz?
  • Seküler karakterlerin çözümleri daha mı kolay?
  • Dizinin vermek istediği mesaj ne?

İstanbul'a ilk kez gelen ve arayışta olan birinin, İstanbul Ansiklopedisi'nin izinde sembolik mekanlarla birlikte anlam arayışı yapması çok iyi bir fikir. Dizinin teknik ve biçimsel dili de bu dokuya uygun bir şekilde ilerliyor. Ancak oyunculuklara bakıldığında ciddi bir sorun ortaya çıkıyor. Ana karakterler Nesrin (Canan Ergüder) ve Zehra (Helin Kandemir), dizinin başında anlamsız sevimlilikler ve mimiklerle izleyiciyi yoruyor. Karakterlerin kendilerini gizleme ya da 'mış gibi' yapma durumu anlaşılabilir olsa da, dizinin kalanında da benzer bir durum gözlemlenince başrol oyuncularından tam olarak memnun kalınamıyor. Halbuki her ikisi de çok iyi oyuncu. Özellikle Helin Kandemir'in dizide Yasin-i Şerif okuması ve güzel telaffuzu çok başarılıydı.

Son olarak vurgulamak istediğimiz bir nokta da, Netflix ile çalışmanın imkanlar açısından olumsuz bir durum oluşturabildiği. İmkanların cazibesine kapılıp esas mesele gözden kaçabiliyor. İstanbul Ansiklopedisi'nde de buna benzer bir durum hissediliyor. Daha çok yaşayan mekanlar, daha çok yaşayan sanat, daha çok yaşaması beklenen bir atmosfer beklenirken, bazı sahnelerde bu beklenti karşılanamıyor.

İstanbul Ansiklopedisi, taşra-kent çatışmasını, dini kabulleri ve kimlik arayışını derinlemesine inceleyen bir yapım. Ancak dizideki karakterlerin temsili ve bazı olayların şablonlarla anlatılması, eleştirilmesi gereken yönleri arasında. Yine de, toplumsal ayrışmalara dikkat çekmesi ve farklılıklara rağmen birlikte yaşama mesajı vermesi açısından önemli bir yapım.

İlgili Haberler