Güney Asya'da tansiyon yükseliyor! Hindistan'ın Pakistan'a ait 9 bölgeye füze saldırısı düzenleyerek başlattığı "Sindoor Operasyonu" iki nükleer güç arasındaki gerilimi zirveye taşıdı. Pakistan'ın misilleme yapacağını açıklaması, bölgede savaş çanlarının çalmasına neden oldu. Peki, bu tehlikeli tırmanışın ardında yatan Keşmir sorunu nedir? Gelin, bu karmaşık ve uzun soluklu meselenin detaylarına yakından bakalım.
Keşmir Sorunu: Tarihi Bir Yara
Hindistan ve Pakistan arasındaki krizin temelinde, 78 yıldır çözülemeyen Keşmir sorunu yatıyor. Stratejik önemi ve karmaşık demografik yapısıyla Keşmir, sadece iki ülke için değil, tüm bölge için jeopolitik bir fay hattı olma özelliğini koruyor. Bu sorunun kökenleri, 1947'deki Hindistan'ın bölünmesine kadar uzanıyor.
1947'de İngiltere'nin Hindistan alt kıtasından çekilmesiyle Hindistan ve Pakistan ayrı devletler olarak kuruldu. Keşmir, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, Hindu hükümdarı Maharaja Hari Singh tarafından Hindistan'a bağlandı. Bu durum Pakistan'ın tepkisini çekti ve ilk Hindistan-Pakistan savaşı patlak verdi.
1949'da Birleşmiş Milletler'in (BM) arabuluculuğuyla ateşkes sağlandı. BM, bölgede halk oylaması yapılmasını önerdi ancak Hindistan bu öneriyi reddetti. Bu süreçte Keşmir'in bir bölümü Hindistan'a, diğer kısmı ise Pakistan'a bağlı kaldı. Böylece bölge fiilen ikiye bölündü.
Gerilim Hattı: Sınır Kontrol Hattı ve Sonrası
1972'de imzalanan Şimla Anlaşması ile Hindistan ve Pakistan, Keşmir'deki fiili durumu kabul etti. Bu anlaşma, "Sınır Kontrol Hattı"nı (LoC) tesis ederek askeri hareketliliği kontrol altına almayı amaçladı. Ancak bu hat, ilerleyen yıllarda çatışmaları engellemede yetersiz kaldı.
1980'li yılların sonlarında Hindistan yönetimindeki Keşmir'de halk ayaklanmaları başladı. Hindistan, bu hareketlerin arkasında Pakistan'ın olduğunu iddia ederek bölgeye daha fazla asker sevk etti. 1999'da yaşanan Kargil Savaşı, iki ülkeyi yeniden savaşın eşiğine getirdi ve nükleer silahların kullanılması ihtimali ilk kez bu kadar açık bir şekilde gündeme geldi.
2019'da Hindistan, anayasanın 370. maddesini kaldırarak Cammu Keşmir'in özel yönetim statüsünü iptal etti. Bu karar, hem Keşmir halkı hem de Pakistan tarafından sert tepkiyle karşılandı. Aynı yıl Keşmir'de bir güvenlik birimine düzenlenen bombalı saldırı, ilişkileri daha da gerginleştirdi.
Çözüm Arayışları ve Belirsizlik
Pakistan, her yıl 5 Şubat'ı "Keşmir Dayanışma Günü" olarak ilan ederek, Keşmir halkının yaşadığı mağduriyetleri dünya kamuoyuna duyurmayı ve onların kendi kaderini belirleme hakkını savunmayı amaçlıyor. Ancak bu sembolik destek, siyasi çözüm konusunda yeterli ilerleme sağlayamadı.
2024 yılında Cammu Keşmir'de yapılan yerel seçimlerde, özel statünün geri verilmesini savunan partiler zafer kazandı. Fakat Hindistan'daki mevcut iktidar, bu statüyü geri vermeye niyetli olmadığını açıkça belirtti. Bu durum, Keşmir sorununun yakın gelecekte çözüme kavuşmasının zor olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Hindistan ve Pakistan arasındaki Keşmir sorunu, bölgesel istikrar için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. "Sindoor Operasyonu" ile tırmanan gerilim, uluslararası toplumun dikkatini bu soruna çekmiş durumda. Tarafların diyalog yoluyla çözüm araması ve bölgedeki tansiyonu düşürmesi, olası bir felaketin önüne geçmek için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, nükleer silah sahibi iki ülkenin karşı karşıya gelmesi, sadece Güney Asya'yı değil, tüm dünyayı etkileyebilecek sonuçlar doğurabilir.