Babacan'dan İsrail'e Sert Tepki: Zulme Sessiz Kalmak Suça Ortak Olmaktır!
Gündem

Babacan'dan İsrail'e Sert Tepki: Zulme Sessiz Kalmak Suça Ortak Olmaktır!


09 June 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 09 June 2025

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukayı delerek insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Özgürlük Filosu Koalisyonu'na (Freedom Flotilla Coalition - FFC) ait "Madleen" adlı yelkenliye yapılan baskına sert tepki gösterdi. Babacan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Açlığa mahkum edilen bir halkın sesine ses olmak suç değil, vicdani bir sorumluluktur" ifadelerini kullandı.

Babacan'dan Sert Eleştiriler

Babacan, İsrail'in bu eyleminin bölgedeki insanlık faciasını derinleştiren sorumsuz güç kullanımını bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti. Mürettebatın derhal serbest bırakılması ve Gazze'ye yapılacak insani yardımların önündeki her türlü engelin kaldırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, 12 kişilik mürettebatın içinde yer alan Türk vatandaşı Hüseyin Şuayb Ordu hakkında hükümeti açıklama yapmaya ve vatandaşına sahip çıkmaya davet etti.

Babacan'ın açıklamaları şu şekilde devam etti:

"Gazze'ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan Madleen mürettebatına İsrail ordusunun yaptığı baskını şiddetle kınıyorum. Hep söyledik, tekrar ediyoruz: Zulme sessiz kalmak, suça ortak olmaktır."

Uluslararası Tepkiler ve Gazze'nin Durumu

İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukası, uluslararası toplum tarafından uzun süredir eleştiriliyor. Birleşmiş Milletler ve çeşitli insan hakları örgütleri, ablukanın Gazze'deki insani durumu kötüleştirdiğini ve bölgedeki sivillerin yaşam koşullarını olumsuz etkilediğini belirtiyor. Gazze'de yaşayan yaklaşık 2 milyon insan, temel ihtiyaçlara erişimde ciddi sıkıntılar yaşıyor. Su, elektrik, gıda ve ilaç gibi hayati öneme sahip malzemelerin temininde yaşanan zorluklar, bölgedeki insani krizi derinleştiriyor.

Özgürlük Filosu Koalisyonu gibi sivil toplum kuruluşları, Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için çeşitli girişimlerde bulunuyor. Ancak, İsrail'in bu tür girişimlere sık sık müdahale etmesi, uluslararası kamuoyunda tepkilere yol açıyor. İnsani yardım gemilerine yapılan baskınlar, bölgedeki gerilimi tırmandırırken, İsrail'in abluka politikasının sorgulanmasına neden oluyor.

Türkiye'nin Tutumu ve Beklentiler

Türkiye, Gazze'ye yönelik insani yardımların engellenmesine karşı sürekli olarak tepki gösteriyor. Türk hükümeti, uluslararası platformlarda Gazze'deki durumun iyileştirilmesi için çaba sarf ediyor ve bölgeye yönelik insani yardımlarını sürdürüyor. Ali Babacan'ın açıklamaları da bu tutumu destekler nitelikte. Babacan, hükümeti Türk vatandaşı Hüseyin Şuayb Ordu'ya sahip çıkmaya davet ederek, Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetini vurguluyor.

Uluslararası toplumun, Gazze'deki insani krize çözüm bulmak için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. İsrail'in ablukayı kaldırması ve Gazze'ye yönelik insani yardımların serbest bırakılması, bölgedeki yaşam koşullarının iyileştirilmesi için elzemdir. Aksi takdirde, Gazze'deki insani kriz daha da derinleşebilir ve bölgede kalıcı bir istikrarsızlık ortamı oluşabilir.

Sonuç olarak, Ali Babacan'ın İsrail'e yönelik sert eleştirileri, Gazze'deki insani dramın ne kadar vahim olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Uluslararası toplumun bu konuda daha duyarlı olması ve Gazze'deki insanların yaşam koşullarını iyileştirmek için somut adımlar atması gerekiyor. Aksi takdirde, zulme sessiz kalmak, suça ortak olmak anlamına gelecektir.