
İran Saldırısı: Feministlerden Savaş Karşıtı Sert Bildiri!
Jina için Feministlerden (Feminists4Jina),İsrail'in İran'a yönelik saldırısına ilişkin sert bir bildiri yayınladı. Bildiride, savaşın yıkıcı etkileri ve emperyalist güçlerin bölgedeki rolü eleştirilirken, feminist bir duruşla barış ve adalet vurgusu yapıldı.
Savaşın Yıkıcı Etkileri ve Emperyalizm Eleştirisi
Bildiride, "Faşist ve köktendinci İsrail rejiminin İran’a yaptığı askeri saldırısını kınıyoruz." ifadelerine yer verilerek, savaşın özgürlük ve adaletle hiçbir ilgisi olmadığı vurgulandı. Füzelerden ve bombalardan doğan şeyin kurtuluş değil, ölüm, yıkım, yoksulluk ve derinleşen baskı olduğu belirtildi. Savaşın, yaşamın temellerini yerle bir ettiği ve halkların adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelelerini onlarca yıl geriye götürdüğü ifade edildi. Afganistan, Irak ve Suriye'deki deneyimlere atıfta bulunularak, küresel emperyal güçlerin militarizminin yalnızca yıkım getirdiği ve savaşın yıktığı bir İran'ın da bunun istisnası olmayacağı vurgulandı.
Medyanın Rolü ve Sivil Kayıplar
Ana akım medyanın saldırıları "nokta atışı" ve "zorunlu" olarak göstermeye çalıştığı, ancak savaşın insan yaşamında yarattığı yıkımı, gündelik hayatın tahribini ve toplumsal zararları bilerek göz ardı ettiği belirtildi. Medyanın yalnızca öldürülen yetkililerden söz ederken, sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırılarda ölen ve yaralanan sivilleri görmezden gelerek bu suçlara ortak olduğu ifade edildi. Saldırının üzerinden kısa bir süre geçmişken, şu ana dek 78 kişinin öldüğü ve 300 kişinin yaralandığı bilgisi paylaşıldı.
Feminist Duruş ve Mücadele Çağrısı
Feminist bir kolektif olarak, İsrail'in, ABD'nin ve müttefiklerinin işlediği savaş suçları, soykırım ve emperyalist şiddet karşısında sessiz kalmayı reddettiklerini belirten Jina için Feministlerden, bu şiddetin, İran İslam Cumhuriyeti diktatörlüğüne ve gerici güçlerine karşı yürüttükleri temel mücadeleyi de doğrudan baltaladığını ifade etti. Mücadelelerinin, baskı ve tahakkümün hem yerel hem küresel tüm kutuplarına karşı olduğu vurgulandı. Tahayyül ettikleri geleceğin, gerici güçlerce dayatılan savaşların ardından kalan enkaz ve cesetler üzerinde değil, "Jin, Jiyan, Azadî" (Kadın Yaşam Özgürlük) şiarına dayanan, halkların yürüttüğü adil bir mücadelenin ürünü olacağı belirtildi.
Genel Kültür: "Jin, Jiyan, Azadî" Ne Anlama Geliyor?
"Jin, Jiyan, Azadî", Kürtçe bir ifade olup, "Kadın, Yaşam, Özgürlük" anlamına gelir. Bu slogan, özellikle Kürt kadın hareketi ve genel olarak kadın özgürlük mücadelesiyle özdeşleşmiştir. Son yıllarda, Jina Mahsa Amini'nin ölümüyle başlayan protestolar sırasında dünya çapında daha da tanınır hale gelmiştir. Bu slogan, sadece kadınların değil, tüm toplumun özgürlüğü ve eşitliği için verilen mücadeleyi temsil etmektedir.
Savaşın Ardından: Umut ve Direniş
Jina için Feministlerin bildirisi, savaşın yıkıcı etkilerine karşı yükselen bir ses olarak yankı buluyor. Savaşın acımasızlığına rağmen, feministlerin barış, adalet ve özgürlük mücadelesi umut ve direnişi temsil ediyor. "Jin, Jiyan, Azadî" şiarıyla yola çıkan bu hareket, savaşın enkazı altında dahi yeni bir dünyanın mümkün olduğunu gösteriyor.