Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Memur-Sen tarafından düzenlenen "Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Uluslararası Kongresi"nde önemli açıklamalarda bulundu. Işıkhan, dijitalleşmenin emeği tehdit edebileceği yönündeki endişelere dikkat çekerken, Türkiye'ye yönelik uluslararası alanda yürütülen kara propagandaya da sert tepki gösterdi.
Dijitalleşme ve Emek: Işıkhan'dan Kritik Değerlendirmeler
Kongrede konuşan Bakan Işıkhan, dijital çağın neredeyse her kavramı değiştirdiği ve dönüştürdüğü bir süreç yaşandığını belirterek, emek, alın teri, üretim ve sosyal adalet gibi kavramların insanlık tarihinde müstesna bir yere sahip olduğunu vurguladı. Işıkhan, sosyal adaletin teminatı olan sosyal devlet anlayışının, son 23 yıldır Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki ekonomik ve sosyal kalkınma hamlelerinin ana motivasyon kaynağını teşkil ettiğini ifade etti.
Çalışma hayatında karşılaşılan sorunların çözümünde sivil toplum kuruluşları ve sendikaların büyük paydaşı olduğunu belirten Işıkhan, sendikacılığın, işçi-işveren, memur-işveren ilişkilerini düzenleyen ve adil temsilini sağlayan sosyal diyalog mekanizmalarının geçmişte hak ettiği değeri göremediğini ancak son 23 yılda ciddi ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Işıkhan, "Bugüne kadar çözülemez denilen, adeta kangren olmuş ne kadar sorun varsa sizlerle birlikte çözdük, çözmeye de devam ediyoruz" dedi.
Sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmak için mücadele ettiklerini ve bu sayede sendikalı kamu personel sayısının arttığını belirten Işıkhan, memurların toplu sözleşme hakkının anayasal güvence altına alındığını, mali ve sosyal haklarında büyük ilerlemeler sağlandığını ve kadınlara yönelik başörtüsü yasağının sona erdirildiğini ifade etti.
Türkiye'ye Yönelik Kara Propaganda İddiası
Bakan Işıkhan, Türkiye'nin son 23 yılda sendikal hak ve özgürlükler alanında önemli düzenlemeler yapmasına rağmen bazı uluslararası sendikal örgütlerin olumsuz tutumlarına şahit olduklarını belirterek, "Türkiye'nin çalışma hayatına ilişkin yanlış bilgilerle dolu raporlar dikkate alınarak ülkemizdeki sendikal haklar ve çalışma hayatına ilişkin hak edilmeyen birçok yorum yapılıyor. Bunları doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Çünkü uluslararası sendikal alanda ülkemize yönelik bir kara propaganda yürütülüyor" dedi.
Işıkhan, 1 Mayıs'ı resmi tatil ilan eden, sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldıran, sendikal örgütlenmeyi teşvik eden, çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını geliştiren bir ülkeyi çalışma hayatı bakımından kötü ülkeler arasında saymanın büyük bir haksızlık olduğunu vurguladı.
Memur-Sen'den Dijitalleşme Uyarısı
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise Dünya Ekonomik Forumu'nun 2024 raporuna göre, 2030'a kadar birçok yeni iş türü doğacağı gibi 10 binlerce iş alanının da yok olacağını belirterek, sosyal adaletin bu değişime ayak uydurup uyduramayacağını konuşmak üzere bu kongreyi düzenlediklerini söyledi. Yalçın, yanlış yönetilmesi halinde dijitalleşmenin, emeğin haklarını tehdit edebileceğine dair kaygılarının olduğunu dile getirdi ve dijitalleşmenin insanı yüceltmesi, emeği ezmemesi gerektiğini ifade etti.
Yalçın, sosyal adalet için eğitim, iş güvencesi ve gelir dağılımında adalet ilkelerinin ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak Türkiye'nin emekçiler adına önemli adımlar attığını dile getirdi. Dijitalleşmenin önemli fırsatlar sunduğuna dikkati çeken Yalçın, bu fırsatların adil mekanizmayla geniş kitlelerle buluşturulmak zorunda olduğunu ve emeğin bir algoritmayla ölçülemeyeceğini, insan onurunun servetle tartılamayacağını söyledi.
Kongrede yapılan konuşmalar, dijitalleşmenin çalışma hayatı üzerindeki etkileri ve sosyal adalet kavramının önemi üzerine yoğunlaştı. Bakan Işıkhan'ın Türkiye'ye yönelik kara propaganda iddiaları ve Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın'ın dijitalleşme uyarıları, önümüzdeki dönemde bu konuların daha fazla tartışılacağını gösteriyor.