Çiğdem Mater'in cezaevinden yazdığı mektup, umut ve dayanışma mesajları içeriyor. Mater, tutuklu bulunanlara yalnız olmadıklarını hatırlatarak, "Neşenizi, kahkahanızı kaybetmeyin, ağız dolusu gülün!" çağrısında bulunuyor.
Cezaevinden İçeriye Mektup: Yalnız Değilsiniz
Mater, mektubuna cezaevi adetlerinden bahsederek başlıyor: "Cezaevi adeti yeni tutuklanana postayla mektup, kart göndermek, ismiyle cismiyle 'merhaba' demek." Ancak son aylarda tutuklananların sayısındaki artış nedeniyle, Mater, BirGün gazetesi aracılığıyla toplu bir "merhaba" göndermeyi tercih ediyor.
İlk tutuklandıklarında, Mater ve arkadaşları, "biz hızlıca çıkamazsak, hepiniz ufak ufak yanımıza gelirsiniz" şeklinde bir kehanette bulunmuşlar. Bu kehanetin gerçekleşmesi sevindirici olmasa da, Mater, hapse girmenin "normalleşmesi"ni tuhaf bir şekilde iyi buluyor. Eskiden utanılan bir durumken, şimdi neredeyse gurur duyulan bir hale geldiğini belirtiyor.
Mater, Cumhurbaşkanı seçilme koşullarından üniversite mezuniyeti şartının kaldırılıp yerine hapse girmiş olma şartının konulmasını esprili bir dille öneriyor. Bu sayede, önümüzdeki 20-30 yıl siyasi yelpazenin herhangi bir kanadında aday sıkıntısı yaşanmayacağını ifade ediyor.
Neşenizi Kaybetmeyin: En Önemli Tavsiye
Cezaevinden gelen "merhabalar"ın kıymetinin çok büyük olduğunu vurgulayan Mater, yalnız olmama hissinin paha biçilemez olduğunu belirtiyor. Ayrıca, yeni girilen ortama dair mekanın sahiplerinden gelen önerilerin altın değerinde olduğunu ekliyor.
Mater, bu mektupların tarihin sadece "bizim başımıza gelenle" başlamadığını kanıtladığını ifade ediyor. Sadece bugünlerden değil, Cumhuriyet tarihinden itibaren birçok insanın benzer durumlar yaşadığını hatırlatıyor. Sarı öküz göndermeleriyle, geçmişteki hatalardan ders çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
Mater, cezaevinde yalnız olmama hissinin ve gündelik hayatın akmasını sağlayan rutinin çok önemli olduğunu belirtiyor. İlk mektuplarda herkesin "rutinini yarat" dediğini hatırlatarak, cezaevinde zamanın rutini oturttuğunda şaşırtıcı bir şekilde hızlı aktığını söylüyor. Rutin kırıldığında ise saatlerin geçmek bilmediğini ifade ediyor.
- Okumak
- Yazmak
- Kütüphaneye gitmek
Mater için rutinin bel kemiği okumak ve yazmak. Cezaevinin doğası gereği dış uyaranların az olması nedeniyle, okumanın çok daha hızlı ve içselleştirerek gerçekleştiğini belirtiyor. Sağlığa dikkat etmenin, kilo vermeye karşı paniklememenin ve imkanlar ölçüsünde kendine "alanlar" yaratmanın önemini vurguluyor.
Mater, mektubunu şu sözlerle bitiriyor: "Cezaevinde yalnız olmadığınız hissi gerçekten çok mühim. En önemli kısım: NEŞE! Neşeniz size yardım edecek. Neşenizi, kahkahanızı kaybetmeyin, ağız dolusu gülün!"
Çiğdem Mater'in bu mektubu, zor koşullar altında bile umudu ve dayanışmayı korumanın önemini vurgulayan güçlü bir mesaj niteliği taşıyor. Mater'in sözleri, cezaevindeki diğer tutuklulara moral verirken, dışarıdaki insanlara da destek olma çağrısında bulunuyor.