İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Teftiş Kurulu'nun hazırladığı çarpıcı bir rapor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da kurucuları arasında yer aldığı Sıcak Yuva Vakfı'na tam 15 yıl boyunca belediyeye ait 7 katlı bir binanın ücretsiz olarak kullandırıldığını ortaya çıkardı. Bu durum, kamuoyunda büyük bir şaşkınlık ve tartışma yaratırken, akıllara çeşitli soru işaretleri getirdi.

Skandal Detayları Neler?

Rapora göre, söz konusu bina için herhangi bir protokol yapılmamış olması dikkat çekiyor. Yani, yasal bir zemin olmaksızın, tamamen sözlü bir anlaşmayla bu tahsisin gerçekleştirildiği anlaşılıyor. Daha da vahim olanı, bu 15 yıllık süreçte ne kira ödemesi yapıldığı, ne de binanın fatura ve bakım onarım giderlerinin kim tarafından karşılandığına dair herhangi bir kayıt bulunmaması. Bu durum, kamu kaynaklarının nasıl hoyratça kullanıldığına dair endişeleri artırıyor.

• Protokol Yok: Tahsisin yasal dayanağı bulunmuyor.
• Kira Ödemesi Yok: 15 yıl boyunca tek kuruş kira ödenmemiş.
• Fatura Belirsizliği: Elektrik, su, doğalgaz gibi faturaların kim tarafından ödendiği meçhul.
• Bakım Masrafları Muamma: Binanın bakım ve onarım masrafları da karanlıkta.

Bu Durum Ne Anlama Geliyor?

Bu skandal, İBB'nin önceki dönemlerdeki yönetim anlayışına dair ciddi soru işaretleri yaratıyor. Bir vakfa, yasal bir dayanak olmaksızın ve hiçbir ücret talep etmeden bina tahsis etmek, kamu kaynaklarının kötüye kullanılması anlamına geliyor. Ayrıca, bu durumun ortaya çıkardığı etik sorunlar da göz ardı edilemez. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kurucusu olduğu bir vakfa böyle bir ayrıcalık tanınması, kamuoyunda adalet ve eşitlik ilkelerine aykırı bir durum olarak algılanıyor.

Bu tür olaylar, toplumda devlete olan güveni sarsmakla kalmıyor, aynı zamanda yolsuzluk ve kayırmacılık iddialarının da artmasına neden oluyor. Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin hayata geçirilmesi, bu tür skandalların önüne geçmek için hayati önem taşıyor.

Sonuç olarak, İBB'nin Erdoğan'ın kurucusu olduğu vakfa 15 yıl boyunca bedava bina tahsis etmesi, kamuoyunda büyük bir infiale yol açtı. Bu durum, İBB'nin geçmiş dönemdeki yönetim anlayışına dair ciddi soru işaretleri yaratırken, yolsuzluk ve kayırmacılık iddialarını da beraberinde getirdi. Olayın tüm detaylarıyla aydınlatılması ve sorumluların hesap vermesi, kamuoyunun beklentisi. Bu tür skandalların tekrarlanmaması için şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor.