Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, PKK'nın silah bırakma ve fesih kararı sonrası dikkat çeken bir açıklama yaptı. Yavaş, sürecin yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, gerekirse referanduma gidilerek kararın halk tarafından verilmesini savundu. Bu çıkış, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı.
Terörle Mücadelede Kararlılık Vurgusu
Yavaş, açıklamasında Türkiye'nin teröre karşı yıllardır sürdürdüğü kararlı mücadelenin sonuç verdiğini belirterek, "Türk Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere ülkemizin yıllardır kesintisiz olarak sürdürdüğü kararlı mücadelenin sonucunda PKK silah bırakma ve örgütü feshetme kararı vermiştir" dedi. Bu gelişmenin Türkiye'nin terörle mücadeledeki net tutumunun bir sonucu olduğunu ifade etti.
Yavaş, terörle pazarlık görüntüsüne asla izin verilemeyeceğini vurgulayarak, "Terörsüz Türkiye hepimizin özlemi ve hedefidir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını rahatsız edecek, onları üzecek herhangi bir taviz, terör örgütü mensuplarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni pazarlık yapıyor noktasına getirecek hiçbir girişime izin verilemez, verilmemelidir" şeklinde konuştu. Bu ifadeler, sürecin hassasiyetine dikkat çekiyor.
Referandum Çağrısı: Halkın Kararı Esas Olmalı
Sürecin demokratik meşruiyet içinde ve anayasal çerçevede yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Yavaş, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, süreci şeffaflıkla, hukuka ve anayasal düzenimize bağlı kalarak yürütmelidir. Bu sürecin yegâne adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Yetki, denetim ve irade yalnızca milletin temsil edildiği bu çatı altında şekillenmelidir" dedi.
Yavaş, sürecin halkın onayına sunulması gerektiğini belirterek referandum çağrısı yaptı: "Yapılacak düzenlemelerin gerekmesi halinde ise referanduma başvurularak halkın karar vermesi sağlanmalıdır." Bu çağrı, kararın en geniş katılımla alınması gerektiği yönündeki düşüncesini ortaya koyuyor.
Lozan Vurgusu ve Ulusal Egemenlik İlkesi
Açıklamasında Lozan Anlaşması'na da değinen Yavaş, sürecin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde kazanılmış olan anayasal düzen ve ulusal egemenlik ilkeleri doğrultusunda yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Lozan Anlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi olarak kabul edilir ve ülkenin bağımsızlığı ile toprak bütünlüğünü güvence altına alır.
Lozan Barış Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan kentinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) temsilcileriyle İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya temsilcileri tarafından imzalanmıştır. Bu antlaşma, I. Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla ortaya çıkan yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını ve bağımsızlığını uluslararası alanda tescil etmiştir.
Lozan Antlaşması'nın önemi şu noktalarda özetlenebilir:
- Türkiye'nin Bağımsızlığının Tanınması: Antlaşma, Türkiye'nin bağımsız bir devlet olarak varlığını uluslararası alanda kabul ettirmiştir.
- Sınırların Belirlenmesi: Türkiye'nin günümüzdeki sınırlarının büyük bir kısmı bu antlaşma ile çizilmiştir.
- Kapitülasyonların Kaldırılması: Osmanlı İmparatorluğu döneminde yabancı devletlere tanınan ayrıcalıklar (kapitülasyonlar) bu antlaşma ile tamamen kaldırılmıştır.
- Azınlık Haklarının Düzenlenmesi: Türkiye'deki azınlıkların hakları antlaşma ile güvence altına alınmıştır.
- Boğazlar Sorunu: Boğazlar üzerindeki Türk egemenliği kısmen kısıtlanmış olsa da, Türkiye'nin hakları korunmuştur.
Sonuç
Mansur Yavaş'ın PKK'nın feshi sonrası yaptığı referandum çağrısı, Türkiye'nin terörle mücadeledeki geleceği ve Kürt sorununun çözümü konusunda yeni bir tartışma başlatmış durumda. Sürecin TBMM çatısı altında yürütülmesi ve halkın onayının alınması gerektiği yönündeki vurgusu, demokratik bir çözüm arayışının önemini ortaya koyuyor. Ancak, bu çağrının siyasi arenada nasıl karşılık bulacağı ve sürecin nasıl ilerleyeceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.