KBB Uzmanı Op. Dr. Necdet Özer, halk arasında "saman nezlesi" olarak bilinen alerjik rinit hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Alerjik rinitin hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Özer, zamanında tedavi edilmeyen alerjik rinitin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti.
Alerjik Rinit Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Alerjik rinitin mevsimsel ve yıl boyu görülen iki türü olduğunu belirten Op. Dr. Özer, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında polenlerin artışıyla şikayetlerin yoğunlaştığını ifade etti. Alerjik rinitin belirtileri şunlardır:
- Burun akıntısı
- Gözlerde kaşıntı
- Sık nezle ve grip
- Sinüzit
- Baş ağrısı
Dr. Özer, bu belirtilerin ilerleyen dönemlerde solunum yolu problemlerine ve KOAH gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabileceğini söyledi.
Alerjik Rinit Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Op. Dr. Özer, alerjik rinitin tedavi edilmemesi durumunda akciğerlerde KOAH oluşabileceğini vurgulayarak şunları söyledi:
Alerjik rinitin belirtileri gözlerde yaşarma, burunda akıntı göz ve burunda kaşınma, sık sık nezle ve grip, sinüzit baş ağrıları gibi üst solunum yolu sıkıntılarına yol açan hastalık türüdür. İlerleyen dönemlerde ise fonksiyonları bozulduğu için akciğerlerde problemler oluşur çünkü direkt ağız solunumu yaptığımızdan dolayı bundan ötürü akciğerlerde KOAH oluşabilir. Buna bağlı olarak, akciğerlerde bozukluk oluştuğunda dolaylı olarak kalp, şeker tansiyon gibi hastalıklara yol açabilir. İnsanların yaşamında ciddi iş gücü ve sağlık kaybına yol açan ciddi bir hastalık türüdür.
Alerjik Rinit Tedavisi Nasıl Yapılır?
Alerjik rinit tedavisinde alerjenlerden kaçınmanın önemli olduğunu belirten Op. Dr. Özer, tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:
- Alerjenlerden uzak durmak
- Anti-histaminik ilaçlar kullanmak
- Burundan kortizon spreyleri kullanmak
- Ağızdan kortizon ilaçlar kullanmak (ileri durumlarda)
- Cerrahi tedavi (çok ileri durumlarda)
Op. Dr. Özer, alerjik rinitin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ve bu nedenle hastaların vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması gerektiğini vurguladı. Erken teşhis ve doğru tedavi ile hastaların yaşam kalitesinin önemli ölçüde artırılabileceğini belirtti. Özellikle 18-25 yaş aralığındaki bireylerde daha sık görülen bu rahatsızlık, her yaşta ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle, belirtileri taşıyan herkesin bir uzmana danışması büyük önem taşımaktadır.