Bazı yazarlar, adeta kendilerine ait bir dilde konuşur. Bu dil, belki de dünyada sadece kendilerinin konuştuğu, gramerini en iyi onların bildiği bir dildir. Ana dillerinde yazarlar, ancak her şeyin anlamı onların evreninde farklıdır. Sanki dünya dışı bir gezegenden gelip, bu coğrafyayı yorumluyormuş gibi, şaşkınlık ve telaş içindedirler. Seyit Göktepe de işte böyle bir yazar. A7 Kitap etiketiyle yayımlanan yeni kitabı Son Harfin Kalbine, okurları yazarın kendine has dünyasına davet ediyor.
Göktepe'nin Evreninde Kelimelerin Dansı
Göktepe, her gün birlikte gördüğümüz güneşi farklı görebilir, yürüdüğümüz yol onun için sadece bir yol olmayabilir. Rüzgâr, bizim için güzel günleri hatırlatırken, onun için korku dolu dakikaların simgesi olabilir. Yağmur, hüzünlü değil, eğlenceli veya telaşlı bir anlama sahip olabilir. Okurken, yazarı yavaş yavaş tanırız. Kelimelere yüklediği anlamları sayfalar ilerledikçe daha iyi kavrarız. Anlarız ki, yazarın hikâyeleri sadece olayları aktarmakla sınırlı değildir. Dili sorgulamayı ve anlam dünyasını yeniden yapılandırmayı da hedefler.
Çocuksu bir şaşkınlıkla, kelimelerimizi hizaya çeker. Sınava tabi tutar. Kalanlar ve geçenler arasındaki farkı bize gösterir. Tüm bunları yaparken, aslında herkese ait bir hikâye anlatır. Belki de hepimizin zihninde aynı olayların farklı anlamları olduğunu, farklı dillerde konuştuğumuzu, teşhis edilemeyen bir tür renk körlüğü içindeyken yine de birbirimizi anlamaya çalıştığımızı hatırlatır.
Şiir ve Öykü Arasında İnce Bir Çizgi
Son Harfin Kalbine, Göktepe’nin yedinci öykü kitabı. Yazarın bahsettiğimiz kendine has dili, şiir ve öykü arasındaki sınırı da yokluyor. Küçük hikâyelerin, kendine has dertlerin, dilin gerçek anlamlarına yaklaşmak için kestirme bir araç olduğuna fark ettiriyor. En sonunda da bir aynanın önüne doğru yaklaştırıp, hep beraber bazı soruları sormamızı sağlıyor. Küçük ama aslında büyük anlamlar taşıyan sorular oluyor bunlar:
- "Bağırmak sesiyle koşması değil mi insanın?"
- "Tanımıyorsam, neden gülümsüyor acaba?"
- "Kan mı bu?"
- "Ne çıkarmalı bu hikâyeden?"
- "Sevdim - neye yaradı?"
Tekrarlar, geri dönüşler, yeniden sorular, sorgular, içsel bir yolculuğun daveti niteliğinde satırlar…
Dilin ve Duyguların Sorgulandığı Bir Yolculuk
Son Harfin Kalbine, okurlarına dilimizi, duygularımızı ve ön kabullerimizi sorgulayacağımız bir yolculuk daveti sunuyor. 118 sayfalık bu kitabı bir çırpıda okumak yerine, yavaş yavaş, sindirerek ve üzerine düşünerek okumak gerekiyor. Hatta yüksek sesle, geri dönerek, yeniden ve yeniden… Göktepe'nin dili, okuyucuyu sarsan, düşündüren ve derinden etkileyen bir güce sahip.
Bu kitap, sadece bir öykü kitabı değil, aynı zamanda bir dil laboratuvarı. Yazar, kelimelerle oynayarak, onlara yeni anlamlar yükleyerek ve onları beklenmedik şekillerde bir araya getirerek, okuyucunun zihninde yeni kapılar açıyor. Son Harfin Kalbine, edebiyatseverlerin kaçırmaması gereken bir eser.