ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa Birliği'nden (AB) gelen mallara %50 gümrük tarifesi uygulama kararı, kıtada büyük yankı uyandırdı. Gerekçe olarak "görüşmelerin sonuçsuz kalması" gösterilirken, AB Komisyonu da aynı oranda misilleme yapmaya hazırlanıyor. Bu hamle, küresel ticaret arenasında yeni bir gerilim dalgası yaratma potansiyeli taşıyor.

Ticaret Savaşları Yeniden mi Alevleniyor?

Trump'ın bu kararı, aslında uzun süredir devam eden ticaret anlaşmazlıklarının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. ABD, AB'nin uyguladığı ticaret politikalarını "adil olmayan" olarak nitelendiriyor ve bu durumu düzeltmek için çeşitli adımlar atıyor. Ancak, bu adımların en sertlerinden biri olan %50'lik tarife, AB'nin tepkisini çekmekte gecikmedi.

AB diplomatları, Trump'ın özellikle dijital teknolojilere getirilecek vergiler konusunda ısrarcı olduğunu belirtiyor. Bu durum, ABD'li teknoloji devleri Google, Amazon, Facebook gibi şirketlerin AB pazarındaki faaliyetlerini doğrudan etkileyebilir. AB'nin misilleme listesinde ise otomobillerden tarım ürünlerine kadar geniş bir yelpaze bulunuyor. İşte o ürünlerden bazıları:

• Otomobil ve uçak yedek parçaları
• Tarım ürünleri (mısır, soya fasulyesi vb.)
• Hammaddeler
• Mekanik ekipmanlar

Avrupa'nın Misilleme Planı Ne?

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in hazırladığı listede, ABD'den ithal edilen birçok ürüne %50 gümrük vergisi uygulanması öngörülüyor. Bu listede Harley-Davidson motosikletleri, kot pantolonlar, sığır eti, kümes hayvanları ve turunçgiller gibi ürünler yer alıyor. Ayrıca, viski ve diğer alkollü içecekler ile süt ürünlerinin de misillemeden etkilenmesi bekleniyor.

AB yetkilileri, müzakere kapısının hala açık olduğunu vurgularken, aynı zamanda kararlılık mesajı veriyor. Avrupa Parlamentosu'ndaki en büyük grup olan Avrupa Halk Partisi lideri Manfred Weber, "Trump'ın kışkırtıcı müzakere stratejisine kanmamalıyız. Bir yandan konuşmaya istekli olmalıyız, ancak aynı zamanda karşı önlemlerden yana da kararlı olmalıyız." şeklinde konuştu.

Bu gelişmelerin ardından gözler, ABD ve AB arasındaki ticaret ilişkilerinin nasıl şekilleneceğine çevrilmiş durumda. Tarafların uzlaşmaya varıp varamayacağı, küresel ekonomiyi yakından ilgilendiren bir soru olarak önümüzde duruyor.