Türkiye'nin demografik yapısı alarm veriyor! Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılı doğum istatistikleri, ülkenin doğurganlık hızında ciddi bir düşüş olduğunu ortaya koydu. Toplam doğurganlık hızı, son yılların en düşük seviyesine gerileyerek 1,48'e düştü. Bu oran, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1'in altında olması sebebiyle büyük bir endişe kaynağı oluşturuyor. Peki, bu düşüşün sebepleri neler ve hangi iller bu durumdan en çok etkileniyor?
Doğurganlık Oranında Şok Düşüş: Hangi İller Alarm Veriyor?
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de doğurganlık hızının en düşük olduğu 5 il belirlendi. İşte o iller:
- Bartın ve Eskişehir: 1,12 çocuk
- Zonguldak ve Ankara: 1,15 çocuk
- İzmir: 1,17 çocuk
Doğurganlık hızının en yüksek olduğu il ise 3,28 çocukla Şanlıurfa olarak kayıtlara geçti. Şanlıurfa'yı 2,62 ile Şırnak, 2,32 ile Mardin izledi. 2024 itibarıyla doğurganlık oranı 3’ün üzerinde olan tek il Şanlıurfa oldu. Bu durum, bölgeler arasındaki sosyoekonomik farklılıkların doğurganlık oranları üzerindeki etkisini açıkça gösteriyor.
Doğum Sayısı Azalıyor: Gelecekte Neler Bekleniyor?
TÜİK verilerine göre, 2024 yılında Türkiye genelinde 937 bin 559 canlı doğum gerçekleşti. Bu doğumların yüzde 51,4’ü erkek, yüzde 48,6’sı kız bebeklerden oluştu. Yaşa özel doğurganlık hızı incelendiğinde, 2024 yılında en fazla doğum 25-29 yaş grubunda gerçekleşti. Bu yaş grubunda bin kadın başına düşen doğum sayısı binde 100 oldu. İlk doğumda ortalama anne yaşı 27,3’e yükselirken, tüm doğumlar için bu ortalama 29,3 yaş olarak belirlendi.
Kadınların eğitim düzeyiyle doğurganlık oranı arasında ters orantı olduğu da dikkat çekiyor. 2024 verilerine göre, okuma yazma bilmeyen kadınların doğurganlık hızı 2,65 iken, üniversite mezunu kadınlarda bu oran 1,22 olarak kaydedildi. Bu durum, eğitim seviyesinin yükselmesiyle birlikte kadınların kariyer ve kişisel gelişimlerine daha fazla odaklanmasının bir sonucu olarak yorumlanabilir.
TÜİK’in mekânsal analizine göre, doğurganlık hızının kırsal kesimde daha yüksek olduğu tespit edildi. Kır yerleşimlerinde doğurganlık hızı 1,83; orta yoğunlukta kentlerde 1,58; yoğun kentlerde ise 1,39 olarak gerçekleşti. Bu da kırsal bölgelerde aile yapısının ve çocuk sahibi olma eğiliminin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Türkiye'de doğurganlık oranlarının düşmesi, gelecekte nüfusun yaşlanması, iş gücü açığı ve sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği gibi önemli sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, devletin bu konuda kapsamlı politikalar geliştirmesi ve ailelere yönelik destek mekanizmalarını güçlendirmesi büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, nüfus artışı sadece bir demografik mesele değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik ve sosyal geleceğini de doğrudan etkileyen bir faktördür.