Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım atarak COP31'e adaylığını resmen açıkladı. İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar'ın açıklamalarıyla duyurulan bu karar, Türkiye'nin bölgesinde lider ülke olma vizyonunu destekliyor. Ankara'da düzenlenen "2053 Net Sıfır Hedefi: İklim Değişikliği ve Biyoçeşitlilik Konusunda Atılacak Adımlar" konulu panelde, Türkiye ve Almanya arasındaki iş birliği de vurgulandı.
Türkiye'nin İklim Değişikliğiyle Mücadeledeki Kararlılığı
İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar, paneldeki konuşmasında iklim değişikliğinin küresel etkilerine dikkat çekerek, "İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var. Maalesef bu merhamet sözleşmesini her zaman insanoğlu bozmuştur. Sonuçta da intikamını tabiat çok ciddi boyutlarda almıştır" ifadelerini kullandı. Hasar, Türkiye'nin iklim konusunda bölgesinde lider bir ülke olma hedefinde olduğunu ve bu doğrultuda politikalarını geliştirdiklerini belirtti. Ulusal katkı beyanının güncellendiğini ve 2015 yılındaki %21'lik oranın arttırıldığını da sözlerine ekledi.
Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığını gösteren bazı önemli adımlar:
- Ulusal katkı beyanının güncellenmesi
- Emisyon azaltımı hedeflerinin yükseltilmesi
- Uyum strateji ve eylem planlarının hazırlanması
- Organik tarımın desteklenmesi
- Yeşil alanların arttırılması
COP31 Adaylığı ve Uluslararası İş Birliği
Halil Hasar, Türkiye'nin COP31 adaylığını Cumhurbaşkanı tarafından da yüksek sesle ilan edildiğini ve Avustralya ile dostane bir diyalog içinde olduklarını belirtti. Ayrıca, Almanya ile iklim konusunda yakın iş birliği içinde olduklarını ve bu iş birliğinin önemini vurguladı. Hasar, "Almanya ile her zaman uyum içinde olduk. Yapmış olduğumuz bu küçük projeler olsa dahi özellikle Türkiye ve Alman işbirliği açısından bunu desteklemesi açısından ülke olarak önemsediğimizi ifade etmek istiyorum" dedi.
İklim Eylemlerinde Manevi Değerlerin Önemi
Hasar, Türkiye'nin iklim eylemlerinde manevi değerlere de önem verdiğini ve bu kapsamda ata tohumundan organik tarımın arttırılmasına kadar birçok konuya odaklandıklarını ifade etti. İklim kanununda bu konuların öncelikli olduğunu belirten Hasar, bireysel özgürlüklerin kısıtlanmasının söz konusu olmadığını ve her bireyin iklim konusunda üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin COP31'e adaylığı, ülkenin iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığını ve bölgesinde lider ülke olma vizyonunu açıkça ortaya koyuyor. Bu adaylık, Türkiye'nin uluslararası arenadaki etkinliğini artırırken, iklim değişikliğiyle mücadelede küresel iş birliğine de önemli katkılar sağlayacaktır. Türkiye'nin bu süreçte atacağı adımlar, sadece ülke içinde değil, tüm dünyada yankı uyandıracak ve örnek teşkil edecektir.